​AİLEDE TUTARLILIK VE ADALET KAVRAMI

Mutlu, özgüveni yüksek, başkalarına saygılı bir çocuk nasıl yetişir diye sorduğunuzda, siz anne ve babalara birkaç önerimiz olacak .

Kendi iç huzurunuz, başka insanlarla olan iletişiminiz, geçmişte yaşadıklarınızı bugüne yansıtma şekliniz ve gün içinde yaşadığınız olayları karşılama şekliniz çocuğunuzun yetiştirme konusunda size yol haritası olur. Öncelikle size tavsiyem, kendi yaşam döngünüzdeki olaylara yaklaşım metotlarını tekrar bir gözden  geçirmeniz olacaktır. Bir ayna rolü yaşadığınızı, çocuklarınızın sizi sürekli gözleyerek olaylar karşısında verdiğiniz tepkilerinizle kendi karakter sistemlerini oluşturduğunu bilmenizi isterim. Anne baba olarak, kendi ruh sağlığınızın çocuklarınıza aynen yansıdığını ve onların ruh sağlıklarını oluŞturduğunuzun bilincinde olarak sizlere bir kaç tavsiyem olacak .

Tutarlılık; herkesin kendisi için istediği ama çoğu zaman karşısındakine uygulayamadığı bir kavramdır. Çocukların yetiştirildiği ortamda olması gereken en önemli davranış biçimi adalet ve tutarlılıktır. Doğru rol model olabilmek ve sağlıklı kararlar alabilen çocuklar yetiştirmek ancak sözlerimizle davranışlarımızın birbirine örtüşmesi ile mümkün olur. 
Koşulsuz sevgi vermeniz ve sevginizin hiç bir zaman bitmeyeceğinin güveni içinde olan çocuklar mutludur.Yaptığı hatalar karşında sizin sevginizin eksikliğini düşünen çocuklar koşullu yaşamaya alışır . 
Kuşkusuz her anne-baba çocuğunu çok sever. Önemli olan bunu doğru biçimde göstermek ve sevginin koşulsuz olduğunu öğretmektir. Koşullar ve istekler üzerine kurulmuş sevgi ilişkileri, hem karşılıklı güven sorgulamasına açıktır hem de temel olarak değersizlik hissi yaşatır. Her birey koşulsuz sevildiği zaman mutludur ve koşulsuz sevmeyi öğrendiği zaman huzurludur.

Çocuklar hangi yaş grubunda olursa olsun işe yaradığını hissetmek ister. Sorumluluk vererek ve yaptığı taktirde çabasını överek özgüvenini pekiştirir ve başarma duygusunu tatmasını sağlamış olursunuz.    

Bireyin sahip olması gereken temel duygulardan biri de; kendisine ve başkalarına saygı duymasıdır. Çok küçük yaşlarda empatik duyguları yaşayabilirler. Çocuklarımıza bu durumu ancak davranışlarımızla gösterebiliriz. Onlar bizim aynamızdır. Ne konuştuğumuza değil nasıl davrandığımıza bakarlar ve bu şekilde kendilerini yönlendirirler. Eşimize, arkadaşlarımıza gösterdiğimiz saygı onlar için yol gösterici olur. Hatalı bir davranış sonrasında onunla empatik yaklaşım içine girmesine sağlayabilir, doğru davranışın ne olması gerektiği konusunda onu  yönlendirebilirsiniz. Çünkü çocuklar doğru davranışı bulamadıkları için hata yaparlar.

Kimse mükemmel değildir. Sizler de değilsiniz. Eksiklerimizi ve yapamadıklarımızı çocuklarınızın  tamamlamasını istemek ve zorlamak mutsuz birey yetiştirmek için yapılan bilinçsiz davranışlardır. Unutmayın; her birey özeldir ve güzeldir.

Sürekli yaşanmışlıklardan bahsetmek, yaşanan olumsuzlukları durmadan dillendirmek, yaptığı hataları affetmemek ve sürekli hatırlatmak çocuklarınızın sizden uzaklaşmasına ve onları anlayacak başka birilerini aramaya iter. Bunun yerine, affedin, dinleyin ve geçmişte yaşamayı bırakın.

Hepimiz sevdiğimiz kişiler tarafından değerli olduğumuzu hissetmek ve bilmek isteriz. Çocuklarımıza değerli olduklarını maddi temellerle gösteremeyiz. Bu, sadece onların değerli olma algısını tamamen yanlış şekillendirmiş olmakla kalmaz;aynı zamanda mutluluğun temelini paraya dayandırmış oluruz. Önemli hissetmek için sizin güzel sözleriniz ve davranışlarınız yeterlidir.

Çocuklarımıza isteklerini, davranışlarını, söylemlerini sorgulamayı öğretin. Bunun için sorular sorun ve cevaplar bekleyin. Asla yargılamayın. ‘’Ben öyle istiyorum, öyle olacak!’’ kalıbından uzak durarak yaklaşımda bulunun. Çocuğunuza evet veya hayır cevabını verirken mutlaka gerekçesini de sunun. Bu sayede o da sorgulamayı, her söyleneni doğru kabul etmemeyi öğrenecektir. Sizinle fikir tartışmasına girmesine izin verin. Onun fikirleri de değerli ve özeldir. Siz kendi fikrinizi söylerken mutlaka gerekçesini iletin ki o da kendi fikirlerinin bir gerekçesi olması gerektiğinin bilincinde olsun. En son olarak sizinle çok beğendiğim bir yazıyı paylaşmak istiyorum.

Çocuklarınız sizin çocuklarınız değil,
Onlar kendi yolunu izleyen Hayat'ın oğulları ve kızları.
Sizin aracılığınızla geldiler ama sizden gelmediler
Ve sizinle birlikte olsalar da sizin değiller.
Onlara sevginizi verebilirsiniz, düşüncelerinizi değil.
Çünkü onların da kendi düşünceleri vardır.
Bedenlerini tutabilirsiniz, ruhlarını değil.
Çünkü ruhları yarındadır,
Siz ise yarını düşlerinizde bile göremezsiniz.
Siz onlar gibi olmaya çalışabilirsiniz ama sakın onları
Kendiniz gibi olmaya zorlamayın.
Çünkü hayat geriye dönmez,dünle de bir alışverişi yoktur.
Siz yaysınız, çocuklarınız ise sizden çok ilerilere atılmış oklar.
Okçu, sonsuzluk yolundaki hedefi görür
Ve o yüce gücü ile yayı eğerek okun uzaklara uçmasını sağlar.
Okçunun önünde kıvançla eğilin
Çünkü okçu, uzaklara giden oku sevdiği kadar
Başını dimdik tutarak kalan yayı da sever.     
Sevgiyle kalın​.
​Çiğdem ORHAN 
Uzman Psikolojik Danışman