​ÇOCUKLARIMIZIN GELİŞİMİNDE BİLİNÇALTININ ÖNEMİ

ALT MESAJLARIMIZ

Doğduğumuzda nasıl araba kullanmayı bilmiyorsak, ana-babalığı da bilemeyiz. Araba kullanmayı öğrenmeye karar verdiğimizde, hiçbir deneyimimiz olmadan şoför koltuğuna oturuveririz. Arabayı en iyi olasılıkla dikkatsizce, en kötü olasılıkla da kaza ile sonuçlanan tecrübeler ile kullanırız….

Ana babalık da bizim doğuştan getirdiğimiz bilgilerden oluşmaz. Anlık kararların verilmesi ve hatasız yapılması gereken bir görevdir. Bu nedenle sorumluluğumuzu ciddiye almalı ve çocuklarımız ile girdiğimiz her iletişimde sözlerimizin nereye ulaştığının farkında olmalıyız.

Günlük yaşamımızda farkında olmadan verdiğimiz mesajlar ile  çocuklarımızın hayatlarında çok büyük izler bırakıyoruz. Bu izlerin sonuçlarını çoğu zaman yıllar sonra, yani birer yetişkin olduklarında yaşamaya başlıyorlar. Sarf ettiğimiz tüm sözler çocuklarımızın iç sesleri haline geliyor.

Çocuklarımızın bilinçaltındaki  olumsuz izler, en çok 0 - 6 yaş aralığında oluşur,sonraki yaşamlarında da devam eder.0-6 yaş  grubundaki çocuklar ve bebeklerde henüz mantık ve somut kavramlar tam olarak gelişmediği için ,için anne babadan duydukları sözleri, ya da tekrar eden davranış kalıplarını, kuvvetli bir olumsuz duyguyla birleştirirlerse, bilinçaltına yerleştirirler.

Örneğin, masada duran bardağa eliyle çarpıp suyu yere döken bir çocuğa, annesi yüksek sesle müdahale eder "Dikkat etsene ne kadar beceriksizsin. Hala suyu dökmeden içmeyi öğrenemedin." derse, oluşan suçluluk duygusunun bilinçaltına kaydeder. Bu ilk eleştiri ve yargılama kelimeleri, çocukta özgüven eksikliğinin temelini atmış olur. Yetişkin olduğunda,  kalabalık önünde konuşamamak, kendini ifade edememek, her şeyi mükemmele ulaştırmaya çalışmak gibi davranış kalıplarına neden olur.
Çocuklar telkinlere açıktır, onlara öğretmeye çalıştığımız kalıpların neler olduğunu ifade ederken acımasızca eleştirilerimiz ve verdiğimiz tepkiler sorgusuz kabul edilir. Özellikle 6 yaşına kadar çocuk etrafında söylenenleri ya da tanık olduğu davranışları sorgulamaz. 6 ile 12 yaş aralığında, mantığı oluşsa bile artık ebeveyninin sözlerini dikkate almaya programlanmıştır. İç sesi haline gelen cümleleri kendi kendine tekrar eder hale gelmiştir. Bu son derece doğal bir süreçtir. Yetişkinlere güvenir. Çünkü bizler onlara güvenmeleri gerektiğini sorgulamasız iletmekteyiz. Yoksa hayata ve yaşadığı dünyaya güvenebilme sorunu yaşar. Ancak ebeveynin görevi, bu dönemde çocuğun mutlak güvenini suiistimal etmemesi ve kelimelerle verdiği mesajlarında dikkatli olmasıdır.

12 yaş ve sonrasında girdiği yeni çağının özellikleri ile tanışan ergen ,artık  anne ve babasının sözlerine kulak asmamaya, arkadaşlarıyla kurduğu ortak alana daha çok güvenmeye başlar. Çocuğun kişilik gelişiminde önemli olan bu süreçte, ebeveynin yapabileceği bir tek şey kalmıştır, o da çocuğun arkadaş çevresinin seçimini yönlendirebilmek...Çünkü çocuklar ortak arkadaşlık alanlarını dış etkilere kapatırlar. Ebeveynlerinin yasaklarını delmek için istekle harekete geçerler.
Ve bazı benimsedikleri davranışları tekrar ederek yaşamaya başlarlar. Bu dönem de yine bilinçaltı kalıplarının yoğun şekilde kodlandığı bir süreç halini alır.

Bilinçaltı kalıplarını kodlarken, anne ve babalara çok iş düşmektedir. Bu süre içerisinde gösterilecek özen ve dikkat, yarının korkusuz, mutlu, özgüvenli ve değer duygusu yüksek yetişkinlerini oluşturacaktır.

Çocuklarımızı, bebek bile olsalar, olumlu konuşarak büyütelim.

Kendi korkularımızı onlara empoze edecek cümlelerden kaçınalım. ”Koşarsan düşersin ve bacakların yaralanır…” “Bisiklete binme çok tehlikeli bir oyuncak …”vb…

Onları okşayıp sevdiğimiz anlar duyguları çok yoğun olacağı için, "Sen benim için çok değerlisin", "Başarılı olduğunu biliyorum. Ve yeterince gayret gösterirsen her geçen gün biraz daha başarılı olacağına eminim", gibi olumlu cümleleri tekrar edelim.

Bir hata yaptıklarında onlara suçluluk duygusu aşılamaktan kaçınalım. Onun yerine "Böyle hatalar olabilir ama bir daha yapmamak için daha dikkatli olabilirsin" tarzında bir yaklaşımla ne yapması gerektiğini gösterelim.

Tüm anne-babalara sevgi dolu, huzurlu günler dilerim.

Çiğdem ORHAN
Uzman Psikolojik Danışman

Kaynak:Ana-baba okulu (internet ) “GİZLİ MESAJLAR”Elizabeth PANTLEY​