EYVAH ÇOCUĞUM ATEŞ EDİYOR!

​Hepimizin bildiği gibi oyun çocuğun dünyasıdır. Çocuklar kendilerini oyun ile ifade ederler  çoğu zaman. Peki var mıdır bu oyunun kuralları?

Oyun, çocuğa kimsenin öğretemeyeceği konuları deneyimleyerek öğretir. Özellikle okul öncesi dönemde çocuğun kişisel gelişiminde en etkili ve belirleyici yöntem diyebiliriz. Tabi ki oyunlar çocukların yaşlarına ve gelişim düzeylerine göre farklılık  gösterirler. Çoğu zaman çocuklarımızın oyun oynadıkları anlara tanıklık ederken mutlu olsak da, bazen oynadığı oyunla alakalı endişe de duyabiliriz. Bu çok normal. Örneğin, çocuğumuz agresif oyunlar oynuyor, ne yapalım? İlk düşünmemiz gereken şey “Oyun gerçek değildir. “ olmalı ve sakin kalmalıyız.

Çocuklar silahlarla, kılıçlarla ve ya herhangi bir şiddet teması olarak adlandırdığımız bir objeyle oyun kurabilirler. Aklımıza hemen ‘acaba şiddet mi gördü, neden ve kime öfkeli, birinin canını yakıyor olmak hoşuna mı gidiyor?’ gibi sorular gelebilir. Onlar sadece gördüklerini taklit ederek ya da öğrendiklerini uygulayarak oyun kurmazlar. Oyun alanı ve konusu; dışarıdan görüp zorlandıkları, şiddet içeren olayları işleyip etkilendikleri, sembolize ettikleri bir öfke sahnesi olsa bile, etkisini oyun oynayarak geçiştirdikleri bir  iyileşme alanıdır. Yani gördükleri agresyonu bu şekilde baş edebilir hale getirirler. Fakat oyunun alanını buralara indirgeyemeyiz. Oyun yaratıcılıktır. En başında vurguladığımız gibi gerçek değildir. Şiddet içeren bir oyun kurgulamak çocuğun başkasına ve kendisine zarar vermeden işleyip baş edebildiği, kendi yönetebildiği, farkındalığını ve yaratıcılığını kendi içinde arttırdığı bir alan sağlar. Hatta agresyon bazen öfkenin bir sonucu olsa da, bazen sadece yaratıcılık-yıkıcılık döngüsünün bir parçasıdır. Yani çocuğunuz bu tarz oyunları en mutlu olduğu anlarda bile kurgulayıp oynayabilir. Bu öfkeli, saldırgan ya da mutsuz olduğunu göstermez.

Üstelik agresyon sadece silahlı, yaralayıcı bir aletle oynandığı sırada da  kendini göstermeyebilir. Örneğin bir çocuk mutfak malzemeleri ile oynadığı sırada da agresif tavırlar gösterebilir, öfke patlamaları yaşayabilir. Eğer çocuğunuz bu tarz oyunlar oynuyorsa ve sizler her seferinde istenmeyen ve kötü oyun olduğu için müdahale ediyorsanız bu çocuğunuza iyi gelmeyecektir. Çocuğun  özgüveni  zedelenir ve ileriki süreçte çok daha başka problemlere sebep olabilir. Çocuk öfkesini oyun gibi bir alanda sembolize etmezse sosyal ilişkilerinde zorlanabilir. Katı – kuralcı olmak, kendine ket vurmak, duygularını açıkça ifade edememek gibi zorlayıcı bir hal alabilir. Çünkü oyun hayaldir, duygudur. Gerçekle hayali çoğu zaman karıştırabilen bir çocuk için bu yaklaşım, onların duygularından ve hayallerinden korkmasına ve ürkmesine sebep olabilir.

Peki hangi noktada müdahale etmeliyiz?

Oyun gerçeğe dönüştüğünde… Yani kendine ya da bir başkasına gerçekten zarar verdiğinde. Oyun oynamaktan korkmaya başladığında ve oyun onu artık mutlu etmediğinde, araya girip sorunun köküne inmeli ve çocuğu tam olarak neyin mutlu ettiğine odaklanmalıyız. Ona oyunun gerçek olmadığını anlatmalı, bu kurgu ama mutlu hayal dünyasını istediği gibi şekillendirebileceğini en iyi anlayabileceği dilde anlatmalıyız. Ama çocuğunuz endişesiz, mutlu ve özgür hissediyorsa oyuna her zaman devam.

Sevgilerimle…
İrem PİRİM
ÇOCUK GELİŞİMCİ