Blog yazıları
HAMİLELİĞİNİN BELLİ OLMADIĞINI ZANNEDEN EĞİTİMLİ ANNELER
Son yıllarda birlikte yola çıktığımız ve takım olabildiğimiz pek çok aile ile tanıştım. Yıllar boyunca çokça anılar biriktirdik. Hemen hepsi de eğitimli kişilerdi ve planlanmış hamilelikleri vardı ve çocuklarını önceden tasarladıkları biçimde yetiştirmeye kendilerini adamışlardı.
Ne yazık ki bir kısmı bence büyük bir kısmı sürecin doğalından uzaklaşıyorlar. Çocuklarıyla birlikte yaşamak, onları hayatın paydaşı haline getirmek yani birlikte büyümek, birlikte deneyip yanılmak, birlikte paylaşımlarda bulunmak, birlikte gülmek, birlikte ağlamak yerine tüm yaşam süreçlerinin merkezine alarak doğaldan uzaklaşıyorlar. Yani örneklerle de açıklamak gerekirse evdeki çocuğumuz açsa ev planı ona göre organize edilir; evdeki çocuk üzgünse tüm akış durur ve ne yapılacağı tartışılır; evdeki çocuğumuz okulda bir arkadaşı ile problem yaşamışsa ve bunu öğretmenine bağlamışsa, öğretmen ve okul ‘tukaka’ ilan edilebilir, hatta onlara karşı tüm güven duyguları birden bire yerle bir edilebilir; evdeki çocuğumuz mutsuz ise bununla ilgili çeşitli düşünce okuma faaliyetlerine girişilir ve bu durum hakkında kendisi hiçbir şey ifade etmemesine karşın düşünebilecek her şey ebeveyn tarafından tasarlanır. Sonuç olarak çocuk için planlar yapan, onların başından ayrılmayan, etrafında pervane olan, her şeylerine yetişmeye çalışan, hayatlarına ve kişiliklerine müdahale eden, onlar adına konuşan, onların duygularına tercüman olan tavırda olurlar. Hep bir adım önden onu takip eden, helikopter anne babalardır. Çocuğunun üzerinde bir şemsiye gibi vazife yapar ve gelebilecek her türlü etkiye karşı ilk tepkiyi verir.
Çocuk bu şekilde kendini gerçekleştiremez, deneyemez, yanılamaz, güçlenemez, ne hissedeceğine karar veremez, nasıl hareket etmesi gerektiğini anlayamaz, hiçbir konuda sorumluluk alamaz, sorunlarını fark edemez ve elbette ki çözüm de bulamaz. Ebeveyni yanında yokken elini kolunu nereye koyması gerektiğine bile karar veremediğinden nasıl davranacağını da tespit edemez ve acınası manzaralar oluşabilir. Anne babanın hele de eğitimli ebeveynlerin nasıl olur da çocuklarına bu biçimde davranabildiklerine, tüm iyi niyetleri ile nasıl bu şekilde zarar verebildiklerine inanmakta güçlük çekersiniz.
Hamile bir annemiz çocuğunu okula getirirken öğretmeni ile konuşurken duydum ki kendisinin hamile olduğunu fark etmemesi için gereken her türlü çabayı gösterdiklerini, doğumdan sonra büyük kızının bebek ile okuldan sonra birlikte sınırlı zaman geçireceklerini, büyük kızımızın kendisini asla ikinci planda hissetmemesi gereken tüm durumu organize edeceklerini, baba ile annenin gereken işbölümünü yani çocukları paylaşacaklarını dile getirdi. Böylesine doğal olmayan bir ortam yarattığımızda henüz gelişmekte olan çocuklarımız da genellikle yaşlarına uygun olmayan ve istemediğimiz biçimde davranışlar sergiliyorlar, biz buna uygun zemin hazırlamış oluyoruz. Çocuk da her zaman sadece kendi penceresinden hayata bakar, her zaman haklıdır, empatik davranışlar geliştiremez, kurallar ve sınırlar konusunda hep zorlayıcı olur, anne baba bitip tükenmez bir enerji ile ilgi gösterirken, çocuk hiç memnuniyet duymaz, çocuk bağımsız hareket edemez ve karar vermekte her zaman zorlanacaktır.
Acı olan şudur ki birçoğuna da yanlış yaptıklarını anlatmakta çok güçlük çekmemizdir. Eğitimli, kültürlü anne babalara her türlü bilgiyi aktarmakta sorun olmaz iken ebeveynlik tavırlarının nasıl da yanlış sonuçlara ulaştığını anlatabilmek zor olmaktadır. Sevgilerimle…
Ne yazık ki bir kısmı bence büyük bir kısmı sürecin doğalından uzaklaşıyorlar. Çocuklarıyla birlikte yaşamak, onları hayatın paydaşı haline getirmek yani birlikte büyümek, birlikte deneyip yanılmak, birlikte paylaşımlarda bulunmak, birlikte gülmek, birlikte ağlamak yerine tüm yaşam süreçlerinin merkezine alarak doğaldan uzaklaşıyorlar. Yani örneklerle de açıklamak gerekirse evdeki çocuğumuz açsa ev planı ona göre organize edilir; evdeki çocuk üzgünse tüm akış durur ve ne yapılacağı tartışılır; evdeki çocuğumuz okulda bir arkadaşı ile problem yaşamışsa ve bunu öğretmenine bağlamışsa, öğretmen ve okul ‘tukaka’ ilan edilebilir, hatta onlara karşı tüm güven duyguları birden bire yerle bir edilebilir; evdeki çocuğumuz mutsuz ise bununla ilgili çeşitli düşünce okuma faaliyetlerine girişilir ve bu durum hakkında kendisi hiçbir şey ifade etmemesine karşın düşünebilecek her şey ebeveyn tarafından tasarlanır. Sonuç olarak çocuk için planlar yapan, onların başından ayrılmayan, etrafında pervane olan, her şeylerine yetişmeye çalışan, hayatlarına ve kişiliklerine müdahale eden, onlar adına konuşan, onların duygularına tercüman olan tavırda olurlar. Hep bir adım önden onu takip eden, helikopter anne babalardır. Çocuğunun üzerinde bir şemsiye gibi vazife yapar ve gelebilecek her türlü etkiye karşı ilk tepkiyi verir.
Çocuk bu şekilde kendini gerçekleştiremez, deneyemez, yanılamaz, güçlenemez, ne hissedeceğine karar veremez, nasıl hareket etmesi gerektiğini anlayamaz, hiçbir konuda sorumluluk alamaz, sorunlarını fark edemez ve elbette ki çözüm de bulamaz. Ebeveyni yanında yokken elini kolunu nereye koyması gerektiğine bile karar veremediğinden nasıl davranacağını da tespit edemez ve acınası manzaralar oluşabilir. Anne babanın hele de eğitimli ebeveynlerin nasıl olur da çocuklarına bu biçimde davranabildiklerine, tüm iyi niyetleri ile nasıl bu şekilde zarar verebildiklerine inanmakta güçlük çekersiniz.
Hamile bir annemiz çocuğunu okula getirirken öğretmeni ile konuşurken duydum ki kendisinin hamile olduğunu fark etmemesi için gereken her türlü çabayı gösterdiklerini, doğumdan sonra büyük kızının bebek ile okuldan sonra birlikte sınırlı zaman geçireceklerini, büyük kızımızın kendisini asla ikinci planda hissetmemesi gereken tüm durumu organize edeceklerini, baba ile annenin gereken işbölümünü yani çocukları paylaşacaklarını dile getirdi. Böylesine doğal olmayan bir ortam yarattığımızda henüz gelişmekte olan çocuklarımız da genellikle yaşlarına uygun olmayan ve istemediğimiz biçimde davranışlar sergiliyorlar, biz buna uygun zemin hazırlamış oluyoruz. Çocuk da her zaman sadece kendi penceresinden hayata bakar, her zaman haklıdır, empatik davranışlar geliştiremez, kurallar ve sınırlar konusunda hep zorlayıcı olur, anne baba bitip tükenmez bir enerji ile ilgi gösterirken, çocuk hiç memnuniyet duymaz, çocuk bağımsız hareket edemez ve karar vermekte her zaman zorlanacaktır.
Acı olan şudur ki birçoğuna da yanlış yaptıklarını anlatmakta çok güçlük çekmemizdir. Eğitimli, kültürlü anne babalara her türlü bilgiyi aktarmakta sorun olmaz iken ebeveynlik tavırlarının nasıl da yanlış sonuçlara ulaştığını anlatabilmek zor olmaktadır. Sevgilerimle…
GÜL DEVRİM BATI
A&D KİDS KONYAALTI ANAOKULU MÜDÜRÜ
A&D KİDS KONYAALTI ANAOKULU MÜDÜRÜ