ÇOCUKLARIMIZIN BEYİN GELİŞİMİNİ NASIL DESTEKLERİZ?

Tüm anne baba ve öğretmenlerin merak ettiği hatta üzerinde çokça çaba sarf ettiği, düşündüğü çok temel bir soru. Ve pek çok faktör bu gelişim üzerinde çok etkili. Biz daha çok çevresel/eğitim şartlarından söz edeceğiz.

Doğum, doğum öncesi ve 0-6 yaş kritik ya da altın çağ olarak adlandırılan bu dönem, beyin gelişimi çok da belirleyici. Hatta yapılan araştırmalar, beynin gelişimi ve zekâ puanındaki artış gibi çok da belirleyici sonuçları da ortaya çıkarıyor.  

Okul öncesi dönem insanoğlunun duyarlı, meraklı ve en öğrenmeye açık olduğu dönem. Bu hazırbulunuşluk, bizi çevre şartlarını düzenlemek zorunluluğuna kanalize ediyor. Bu dönemde kaliteli/bol uyaran verildiğinde çocuğun zekâ puanı da -araştırmalara göre- yukarıya doğru artıyor. Beynimizde 100 milyar nöron yani sinir hücresi bulunuyor.  Öğrendikçe yani hücreler kullanıldıkça beyindeki bağlantı sayıları artıyor. Ancak ve ancak zengin uyaran sayesinde sinir hücreleri birbirleri ile ilişki kurup yeni bağlantılar oluşabiliyor. Yani evinde uslu uslu oturan, çalışmayan beyin hücreleri gelişemiyorL. Hatta ne kadar çok çalışmış ve diğerleri ile bağlantısını/bağlantılarını arttırmışsa o kadar çok gelişim artıyor. Her yeni beceri kazanıldığında beynin kullanılmayan yeni bir bölgesini harekete geçirmiş oluyor. Beynin normal gelişimi ve olgunlaşması için uyaran ve deneyime de ihtiyaç duyuluyor. Tam tersi durumda ihtiyaç giderilemiyor ve gerekenden farklı ve ya geride gelişime neden oluyor.

Bu kritik dönemde ebeveyn ile çocuk arasındaki olumlu, etkileşimli ve diyaloğa dayalı iletişimi çok etkili. Sürekli anlatan, soru soran, hatta sorusuna kendi yanıt veren ebeveyn tarzı yerine iletişim kuran, mesajı veren ve karşılığını bekleyen tavır çok çok önemli ve geliştirici. Bebeklikten başlayarak karşılıklı olmak, diğerini beklemek, yüz ifadesi ve beden dili ile ilettiği mesajları dikkate almak vb.. çok etkili. Henüz konuşamayan bir bebek ile uzattığınız bir oyuncağı alıyorsa ya da nereye takılacağını gösterdiğiniz bir halkayı takabiliyorsa karşılıklı iletişim başlamış ve birbirinizi dikkate alan biçimde olduğunuz anlamına gelmektedir.

Karmaşık, uzun ve anlaşılamaz cümleler kuran yetişkin yerine söylediğinin çocuk tarafından nasıl algılandığına ve nasıl tepki verdiğine dikkat etmek ve buna göre yanıtlar vermek, diyalog kurmak çocuk için geliştirici etkiyi arttırıyor. Çocuğun neyi anladığına, nasıl tepkiler verdiğine dikkat etmek ebeveyn için büyük bir gayret göstermesi gereken bir durum olmalıdır. Beyin hücrelerinin bağlantıları sağlayabilmesi yani öğrenmenin gerçekleşebilmesi için iletişimin iki yönlü yani karşılıklı olması gerekmektedir. Televizyon ya da ekranın tek yönlü olması iletişimi olumsuz etkilemesine en etkili örnektir.

Erken yaşlarda atılan adımlar, çocuğun gelişiminde ileriye dönük kalıcı bir damga vurmasına ve sonraki yıllar için sağlam ya da zayıf bir temel oluşturmasına neden oluyor.  Çocuklarda gelişim, yavaş yavaş ileriye doğru giderken bu yavaşlık, anne babalar için bir rehavete yol açmamalı; gözlem yapma, ilgi-ihtiyaç tespit etme ve buna göre davranmayı ihmal etmemek önemlidir.

​Gül Devrim Batı

​​A&D KİDS KONYAALTI ANAOKULU/ KREŞİ MÜDÜRÜ