OKUL ÖNCESİ DÖNEMDE OYUNUN ÖNEMİ

​Oyun, belli bir amaca yönelik olan ya da olmayan, kurallı ya da kuralsız gerçekleştirilebilen, fakat her durumda çocuğun isteyerek ve hoşlanarak yer aldığı, fiziksel, bilişsel, dil, duygusal ve sosyal gelişiminin temeli olan, gerçek hayatın bir parçası ve çocuk için en etkin öğrenme sürecidir.Bir çocuğun sevgiden sonra gelen en önemli ruhsal ihtiyacı oyundur.   Oyun, çocuğun hayatı anlama yoludur. Oyunlar, çocuğun eğlenerek öğrenmesinde ilk basamağı oluşturur. Oyunlar, çocukları pasif durumdan aktif duruma geçirmeleri nedeniyle diğer öğrenme tekniklerine göre daha etkilidir.


Oyunun Gelişim Alanlarına Etkisi

Motor Gelişim:

Oyun sırasında çocuğun bazı hareketleri sürekli olarak tekrarlaması onun doğal olarak kas gelişimini hızlandıracaktır. Çocukların yürüme, koşma, atlama, tırmanma, kayma, inme, çıkma, fırlatma, yakalama, sıçrama, zıplama, sürükleme, sallanma gibi eylemlerle sürekli hareket halinde olmaları, onların büyük kas motor gelişimini desteklemekte ve etkilemektedir.

Duygusal Gelişim:

Çocuk oyun yoluyla, gerçek yaşamda kendisini rahatsız eden durumları veya diğer kişilerle paylaşamadığı olumsuz duyguları ifade edebilir ve bu olayları sembolik olarak oyununa yansıtabilir.

Sosyal Gelişim: Sırasını bekleme, paylaşma, iş birliği yapma, kendi haklarını savunma ve başkalarının haklarına saygılı olma gibi sosyal becerileri oyun sırasında öğrenebilirler.

Bilişsel Gelişim: Yaşamın ilk 3 yılında çocuklar, etraflarında gördükleri nesneleri anlamaya ve açıklamaya yönelik nesneleri ve olayları belirlemelerini, karşılaştırmalarını ve sınıflandırmalarını sağlayan oyunlar oynarlar. Çocuklar gerçek nesnelerin yerini alan bilişsel sembolleri biçimlendirme, olayları anlatmak için kelimeleri kullanabilme yeteneğine ulaşırlar.

Dil Gelişimine Katkıları:Oyun çocukların kelime haznelerinin gelişmesine, düzgün cümleler kurmalarına, duygularını rahat bir şekilde ifade edebilmelerine, fikirlerini paylaşabilmelerine ve yeni deneyimler kazanmalarına olanak sağlar.

Çocukların sürekli oynadığı ve oyun oynamayı ne kadar çok sevdikleri düşünülürse oyunun eğitimde kullanılmasının ne kadar etkili ve kolay olacağı anlaşılabilir.Oyunu çocuk eğitimin bir parçası yapmak, çocuğun öğrenmekten zevk almasını sağlar. Aksi takdirde, çocuğu oyundan alıkoyarak, esnetilmemiş kurallarla bir şeyler öğretmeye çalışmak çocuğu öğrenmekten soğutur. Oyunu boşa harcanan zaman olarak görmemek, oyunun çocuk ile bütünleşen bir etkinlik olduğunun farkına varılmalıdır. Çocuk etkinlikleri ve oyun, bazı ebeveynler için vücuttaki fazla enerjinin boşaltımı olarak görülse de aslında bundan çok daha fazlasıdır. Oyun sayesinde çocuk kimsenin öğretemeyeceği konuları kendisi oyun içerisinde deneyimleyerek öğrenme fırsatı bulur. Oyun, çocuğun en doğal öğrenme ortamıdır.

Kuşlar uçar, balıklar yüzer, çocuklar oynar. (Garry Landreth)

Damla DEMİR/ÇOCUK GELİŞİMİ