​OKUL ÖNCESİNDE YABANCI DİL EĞİTİMİ

NASIL DAHA BAŞARILI OLABİLİRİZ?

Globalleşen ve dijitalleşen dünyada İngilizce bilmek, konuşabilmek artık bir zorunluluk halini aldı.
Bilgiye ulaşmak, eğitimde gerekli kaynaklara ulaşmak, iş hayatında yapılacak görüşmeler, ticari ilişkiler , politika, hatta sosyal medyada bile ingilizce biliyor olmak bizleri diğerlerinden daha avantajlı konuma getirmektedir. Bu anlamda yabancı dil eğitiminin önemi de her geçen gün artmaktadır.

Peki yabancı dil eğitimine ne zaman başlamalıyız? En uygun yaş nedir? Yapılan araştırmalar  gösteriyor ki çocuklarda dil gelişimi 2 yaş sonrasında başlar ve ergenliğe kadar devam eder. Yine yapılan araştırmalara göre 0-6 yaş dönemi ikinci bir dil gelişimi için en uygun zamandır. Ülkemizde her geçen gün bu konu önemini arttırma ve buna bağlı olarak okul öncesi dönemde dil eğitimine başlamanın önemi bilinmektedir. Aileler de bu konuda artık çok bilinçli ve okul seçimlerinde yabancı dilin yerini mutlaka sormakta ve öğrenmektedirler.

Okul öncesinde çocuklarımıza ikinci bir dil eğitimini verirken nasıl daha başarılı olabiliriz? İşte bu konu çok önemli. Çünkü bu yaş grubunda çocuklar hareketlidir, ilgileri çabuk dağılır, oyuna meraklıdır, eğlenmek ister. Aslında sorunun cevabı tam da burada durmakta. Okul öncesi dönemde çocuklara yabancı dil eğitimi verirken onlarla oyun oynamalı, onlarla eğlenmeli ve onların ilgisini çekecek görsellerle destekleyerek bunu eğlenceli hale getirmeliyiz. Eğitim akışımızı planlarken, etkinliklerimizi seçerken bunları göz önünde bulundurmalıyız.  Konulara ilişkin posterlerimiz, kartlarımız olmalı, şarkılarla, oyunlarla konularımızı pekiştirmeliyiz. Yapılan araştırmalar gösteriyor ki yabancı dileğitiminde tekrarlara yer vermek başarıyı 80% oranında arttırmaktadır. Eğitim akışında rutinlere yer vermek bu anlamda çok önemlidir.

Çocuklarımıza ikinci bir dil farkındalığını kazandırdık. Konularımıza ilişkin kelime ve cümleleri öğrendiler, ifade ettiler. Peki bu yeterli mi? Günlük yaşam konuşmaları, iletişim becerileri, bunları nasıl sağlayabiliriz? Elbette tam gün İngilizce eğitimi ile. Bunu başarabilen okullar, sınıfta tam gün 2 öğretmen bulunduran ve öğretmenlerden bir tanesinin çocuklarla tüm gün İngilizce konuşabildiği okullarda bunu sağlayabilmek mümkün. Şöyle bir düşünelim, sabahları birlikte güne başlıyoruz ve akşam eve uğurlayana kadar günlük yaşama dair onlarca, yüzlerce kelime ve cümle kuruyoruz. Çocuklar her birini dikkatle dinliyorlar, akıllarında bir yere yerleşiyor, bazen bizleri taklit ediyorlar ve sonuç olarak onlarında konuşmalarını duymaya başlıyoruz. İşte bu bizler için inanılmaz bir mutluluk.

Hem ailelerin hem de biz eğitimcilerin amacı ve isteği çocuklarımızı daha donanımlı hale getirerek onları geleceğe hazırlamak ve bunu yaparken eğlenmelerini, mutlu olmalarını sağlamak. Böylece çocuklarımız okul öncesi dönemde yabancı dil ile tanışacaklar ve ikinci bir dil öğrenerek iletişim becerilerini geliştirecekler ve birer adım önde olacaklar. Bu yolda onlarla birlikte yürüyor ve katkımız oluyorsa ne mutlu bizlere. Her birinin kendi yaşamlarında ışıldamalarını ve başarılı olmalarını diliyorum. Yolunuz aydınlık olsun çocuklar.

Pınar Yertutan
Okul Öncesi İngilizce Öğretmeni​